20 Şubat 2019 Çarşamba

Saklambaç

Çocukluktan beri hem komşu hem de çok yakın arkadaşlardı ikisi.  Biribirlerine dair kimsenin bilmediği şeyleri de bilir, en zor anlarda birbirlerine destek de olmuşlardı. 

Büyüyüp gelişip ergenlik zamanlarına geldiklerinde ilk olarak fark etmişlerdi. Birbirlerine karşı olan hisleri diğer arkadaşlarına olanlardan farklıydı. Fakat bunu açmaya söylemeye de çekiniyorlardı. 


Yetişme tarzları çevreleri bunun normal olduğunu öğütler haldeydi. Iki hemcins, iki genç kız birbirine böyle bir ilgi duyamazdı. Birbirlerine karşı ilk defa bir konuyu konuşamıyorlardı. Olumsuz bir tepki bunun arkasından bu uzun yıllardır süren dostluğun bitebilecek olma düşüncesi kendilerini geri itiyordu. 


Gün geçtikçe bu hisleri büyüyor, fark ettirmemek ise güçleşiyordu. Birbirlerine kaçamak bakışları, sarılırken bırakamayışlar... 


Canları ilk defa yanmıyordu. Ilk defa olan ise birbirlerine yardım edemeyişleri idi.


Biri daha fazla dayanamıyordu artık. Gezmek için bir gün kendilerinin bildiği yerde buluştuklarında ne söyleyeceğini bilmez bir halde konuşmaya başladı. Heyecandan elleri titriyor, cümleler ağzının içinde dolanıyordu. Sevdiği dostunun, içinde yangına neden olanın kadının bu halini görünce ellerini tutup ona destek verdi.


Sonunda, kendine gelebilmişti. Ağzından bir anda döküldü kelimeler. Kendisi şaşırmış ellerini tutan dostu şaşırmış...


Gözlerinden yaşlar süzülüyordu ikisinin de. Sarıldılar. Uzunca süre bırakmadan sarıldılar. Bıraktıklarında ise yüzlerinde süzülen yaşlar dudaklarında heyecanlı gülümsemelere sahiplerdi.


Bu durumu kimseye söyleyemeyeceklerini biliyorlardı. Liseyi bitirmek ve buradan uzaklaşmak istiyorlardı. 


O yüzden bir oyun oynamaya karar verdiler. 


'Saklambaç'.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder