Ahşap zeminin çatırtıları duyuluyordu. Buraya ne kadar iyi bakarsam bakayım bu eskimiş zemin bir süre sonra bu sesleri tekrar tekrar çıkarmaya başlıyor.
Ah! Burayı böyle düzenli hale getirmek kolay olmamıştı. İlk zamanlarını hatırlıyorum da kitaplar dağınık bir halde neyi nerde arayacağını bilmediğin bie karmaşa halindeydi. Çok uğraştım didindim bu haline getirdim. Ama değdi. Bunu bu dükkana gelen insanların gözlerindeki kamaşmadan anlayabiliyorum.
Pardon. Kendimden ve dükkandan bahsetmemiştim. Burası eski bir sahaf sahibi olan ihtiyar daha fazla uğraşamayacak hale gelmişti. Ben de yeni dünyaları keşfettiğim bu yerin başka birine gitmesine izin veremezdim. Ondan devraldım. Sonrası ise bilindik hikaye.
Kasada duran ve işlere yardımcı olan Özgür var bir de. Sağlam bir dost sağlam bir karakterdir. Benim ilgilenemediğim çoğu zaman o çevirir burayı.
Çok kitap olmasına rağmen hala nadir kitapları bulup getirmeye çalışırım. Çoğunu da satmam onun yerine okuma köşelerinde insanlara keyifle okuyabileceği yerler hazırladım.
Bir de insanların getirdiği kitaplar oluyor. Onları ise ikiye ayırıyorum. İçinde yazı not vs yoksa diğer kitapların yanına koyuyorum. Fakat geçmişi olan bir kitap ise onu özel rafa koyuyorum. Kocaman bir yer aslında onlarca yüzlerce kitabın olduğu bir kısım burası.
Bazı insanlar benim gibi böyle geçmişi olan kitapları seviyor. Ve kitaplara bakarken tebessümle okuduklarını yakalarım genelde.
Özel bir his özel bir zevk bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder