14 Mayıs 2019 Salı

Eski Sahaf Dükkanı -3

Size anlatacağım diğer dostlarımdan biriydi o. Eee nerede kalmıştık, heh hatırladım. Burası kendim için de bir gözlem yerim oldu. Bir arınmadan geçtiğim dönem de oldu. Ve bu arınmadan sonra gözlemlerim bu denli detaylı hale geldi. 

Neydi bu arınma dönemi?


- Uzun hikaye. Fakat, şu kısmını anlatabilirim. İnsanları uzaktan izleyerek gözlemleyebilirsin fikirler edinebilirsin ama onlarla konuşmadan onların arasında olmadan aklındaki fikirlerin tümü yüzeysel kalır ve yanlış olma olasılığı da yüksektir.


' insanları izleyerek onlar hakkında öyküler uydurabilirsin ama güzel öyküler yazmak istiyorsan hayatın içine karışmalısın, hayatı yaşamalısın'


Buraya gelen çoğu insanla bir sohbetim vardır o yüzden. Az yada çok ama vardır. Belli bir kesim de gelmez buraya. Her görüşten her yaşam tarzından kişi gelir. Bazıları ise kitap almaktan çok tartışmak için gelir. Bu tartışmayı yanlış anlamayın ama bir kavga bir olumsuzluk hali değil. Yeni bilgiler ve bakış açıları edilinen tartışmalardan. Ki kitap alanlardan da katılan olur bazen. Yani yeni kişilerin de tanıştığı bir ortam haline geliyor.

Şu heyecanla kitap arayan kızı görüyor musun? Kendi için aramıyor o kitabı. Kendi için aradığı zaman en alt raflardan başlar. Ve dükkanın yarısını dolaşır. Alt katın tabi. Şu an ise heyecanlı, ne aradığını pek bilmiyor gibi. Çünkü alacağı kitabı hediye edecek. Aklında pek çok soru var ve bu soruları cevaplarken kitabı da aramaya devam ediyor.


Şimdi rafların tam ortasına gidecek, üstten aşağıya bakacak ve en altın üç üstündeki raflara bakacak. Dikkatini çeken kitabın iki sıra sağındaki kitabı alıp gelecek. 

- Hediye mi yine?
+ Evet, doğum günü için, güzel bir hediye değil mi?
- Ah! Tabi, güzel bir kitabı seçmişsin yine.
+ Ehehe, teşekkür ederim.

Bu kadar detayı nereden biliyorsun?

- Hediye bir kitap alacağı zaman hep aynı şeyleri yapar. İsteyerek olduğunu da sanmıyorum. Yani, bir takıntı durumu filan yok ama bir alışkanlık olsa gerek içgüdüsel.

Ah! Sormayı unuttum, ne içerdin?

9 Mayıs 2019 Perşembe

Eski Sahaf Dükkanı -2

İnsanları gözlemlemek içinde güzel bir yer burası. Kitapların düzeniyle ilgilenirken çokça şey duydum çokça şey gördüm. Psikoloji okuyan birinin yada sosyoloji okuyan birinin işine fazlasıyla yarayabilecek insana sahip bir gözlem alanı burası. 

Bunları uzun uzun anlatacağım sizem öncesinde gelin biraz başka şeyler anlatayım. Bu dükkanı neden seviyorum mesela. Kitapları ve sahafları severim. Eski tozlu kitapları da öyle. Fakat çoğu sahaf burası gibi büyük yada düzenli değil. Benim için hep eksik kalmıştır bu. Ve burası insanlara aradıklarını dha kolay bulma daha kolay keşfe çıkmayı sunuyor. Günümüzde sahaflar nerdeyse sadece ders kitapları soru kitaplarının satıldığı dükkanlara dönerken burada onlar yok. Yada yalan söylemiyim çok az olsa da var. Onlar da sağlam kaynaklar olduğu için. 

Böyle konuşunca sanki tıklım tıklım bir dükkanmış gibi anlaşılıyor fakat öyle değil. Zaman zaman kalabalık olurken zaman zaman sadece kitapların dinlenme tesisi oluyor burası. 

Özgürün nerden buraya geldiğini anlatayım mesela. Fazla uzun değil onun öyküsü. Daha önce bahsettiğim gibi eski sağlam bir dostumdu. Burayı adam ettikten sonra arada geliyordu laflamaya. Öyle fazla durmazdı tabi. Çalıştığı iş yerindekilerle tartışınca çıkmış oradan. İstese yine benzer iş bulurdu. İşinde iyidi fakat biraz uzak durmak istiyordu o ortamlardan. Eh bu dükkanda da adama ihtiyaç olunca geliyim dedi o günden beridir burda. Keyfi yerinde buraya geldiğinden beri. Arada gelmediği olur ama o kadar da takıldığım konu olmaz. Zaten gelenlerin çoğunu tanıyor oluruz. Neyse.


Dükkanın bir de üst katı var. Orası buraya göre biraz küçük kalıyor. Ve yeni çıkanları popüler olanları oraya koyuyorum. Bunun nedeni basit insanlar kitapları keşfetmeyi arzulamalı . Sadece göz önünde diye bir kitabı almamalı. Üst kattan bahsetmemin sebebini ayrıca daha sonra anlatacağım.

Ah! Müsadenizle, bakmam gereken biri var.

8 Mayıs 2019 Çarşamba

Eski Sahaf Dükkanı

Ahşap zeminin çatırtıları duyuluyordu. Buraya ne kadar iyi bakarsam bakayım bu eskimiş zemin bir süre sonra bu sesleri tekrar tekrar çıkarmaya başlıyor. 

Ah! Burayı böyle düzenli hale getirmek kolay olmamıştı. İlk zamanlarını hatırlıyorum da kitaplar dağınık bir halde neyi nerde arayacağını bilmediğin bie karmaşa halindeydi. Çok uğraştım didindim bu haline getirdim. Ama değdi. Bunu bu dükkana gelen insanların gözlerindeki kamaşmadan anlayabiliyorum. 


Pardon. Kendimden ve dükkandan bahsetmemiştim. Burası eski bir sahaf sahibi olan ihtiyar daha fazla uğraşamayacak hale gelmişti. Ben de yeni dünyaları keşfettiğim bu yerin başka birine gitmesine izin veremezdim. Ondan devraldım. Sonrası ise bilindik hikaye.


Kasada duran ve işlere yardımcı olan Özgür var bir de. Sağlam bir dost sağlam bir karakterdir. Benim ilgilenemediğim çoğu zaman o çevirir burayı. 


Çok kitap olmasına rağmen hala nadir kitapları bulup getirmeye çalışırım. Çoğunu da satmam onun yerine okuma köşelerinde insanlara keyifle okuyabileceği yerler hazırladım. 


Bir de insanların getirdiği kitaplar oluyor. Onları ise ikiye ayırıyorum. İçinde yazı not vs yoksa diğer kitapların yanına koyuyorum. Fakat geçmişi olan bir kitap ise onu özel rafa koyuyorum. Kocaman bir yer aslında onlarca yüzlerce kitabın olduğu bir kısım burası. 


Bazı insanlar benim gibi böyle geçmişi olan kitapları seviyor. Ve kitaplara bakarken tebessümle okuduklarını yakalarım genelde. 


Özel bir his özel bir zevk bu.