4 Nisan 2019 Perşembe

Huylanma

Boynu en hassas ve zarif yeriydi onun. Aynanın karşısına geçtiğinde dakikalarca boynunu izler ve hayallere dalardı. Beyaz teni kendini işte böyle büyülüyordu.

Ellerini boynunda gezdirmekten büyük bir keyif duyuyordu. Fakat yakın arkadaşları dahil kim dokunmaya çalışırsa çalışsın huylanıyordu. İstese bile kimse dokunamıyordu. Basit bir huylanma gıdıklanma da olmuyordu bu. Daha şiddetlisi daha rahatsız edicisiydi.

Biriyle tanışmıştı bir süre önce. Yakın hissetmişti kendisine. Yanında keyifli olduğu canını sıkan bir durumda yanında olduğu birisiydi. O da bu güzel beyaz boyna sahip zarif güzelliğin etkisine kapılmıştı. Hissettirmemeye çalışsa da.

Günleri beraber geçmeye başlamıştı. Cesareti olmuyordu. Bu güzel rüyadan uyanmak istemiyordu belki de. Fakat hisleri güzelin dikkatinden kaçmıyordu. O kendi hislerini biliyor ve onun da anlatmasını istiyordu. Ama bunu yapamayacağını da görüyordu her an.

Zaman böyle akıp geçerken güzel için mutlu bir haberi kutlayacaktı ikisi. Bir şarap alıp evine gitti. Şarabı beklemiyordu güzel ama sevinmişti aldığına da. Bir kadeh iki kadeh gerisi geliyordu. 

Zarif güzel, belki başka zaman yapamayacağı bir şey yaptı. Gencin elinden kadehi aldı ve onun elini boynuna getirdi. Heyecanlıydı. Genç de onun kadar heyecanlıydı. Parmaklarını boynunda gezdirmek kendini paraşütle boşluğa bırakmak kadar heyecan veriyordu şu an.

Ve zarif güzeli şaşırtan sevindiren mutlu eden olay gerçek oluyordu. Onun elleri huylanmayı yok etmişti. Belki de güzelin ilacı kendine kendi kadar yakın olan bu tenin arkasındaki ruhun elleriydi. 

Başını yukarı kaldırdı. Ve genç bu büyüleyici güzelliğe dudaklarını kondurdu. Zarif güzel ise gözlerini kapayıp ilacı olan bu dudaklara bıraktı kendini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder